Meriç Irmağı ve kollarıyla sulanan ve sık sık su baskınına uğrayan ova 1960’larda Meriç Irmağı boyunca yapılan setlerle İlin en büyük ve verimli tarım alanlarından biri durumuna getirilmiştir. Batıda Meriç kuzeybatıda da Ergene Irmakları ilçenin doğal sınırını çizer. Ergene Irmağının kollarından Basamaklar Deresi üzerinde sulama ve taşkın önleme amacıyla kurulan Altınyazı Barajı göl alanının bir bölümü, Yeni Karpuzlu göleti ve Sultanköy barajı da ilçe sınırları içindedir.
İklim yazla kış, gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkları ile dikkati çeker. Karasal iklim hüküm sürer. Yağışlar kış ve bahar aylarında toplanır. Çeltik ekimi nedeniyle yazın nem oranı fazladır. İpsala İlçe merkezi İpsala ovasının kuzeydoğusundaki bir tepenin yamacında kurulmuştur. İlçenin 2 km güneyinden geçerek Yunanistan sınırındaki İpsala sınır kapısına ulaşan E-25 karayolu, Keşan’da Eceabat’tan gelen E-24 karayoluyla kavşak yapar. Bu karayolu kasabadan geçen bir yolla Havsa ve Silivri yakınlarındaki iki yerden E-5 karayoluyla birleşir. İpsala ilçesi İl merkezi Edirne’ye 108 km uzaklıktadır.
İpsala Tarihi
İlçenin bulunduğu bölge çok eski bir yerleşim bölgesidir. Bölgeye ilk gelenlerin M.Ö. 4000 yıllarında Trak kavimleri olduğu bilinmektedir. Diğer bir kaynağa göre de M.Ö. XX. Yüzyıldan itibaren Orta Asyalı Traklar Karadeniz’in Kuzeyinden ve Tuna üzerinden gelerek ilçemizde yerleşmeye başladılar.
M.Ö. XII. Yüzyıla kadar ki 800 yıl boyunca yeni yeni Trak boyları gelip, bölgeye ve Doğu Trakya’ya yerleşti. Balkan Yarımadasının birçok kısmı bu gelen akım ile doldu. Traklar, Balkan Yarımadasına maden devri medeniyetini getirdiler. Onlardan kalma paralar, Trakların yazı bildiklerini ve kullandıklarını göstermektedir. Buradan çıkarılan şu ki, İlçemizde İlkçağ Trak Türklerinin gelip yerleşmesiyle başlamıştır. İpsala’da yaşayan Traklar Türk Ulusunun kollarından biri olan Trak Boyunun Odris Buduna (Kavmine) bağlı kabilelerden oluşmaktaydı. Bölgeye gelen Traklar Meriç havzasının orta ve aşağı bölümlerine yerleşmişlerdi.
Pers İmparatoru I. Daryüs (Büyük Dara), M.Ö. VI. Yüzyıl sonlarında ilçemizin bulunduğu bu bölgeyi İmparatorluğuna eklemiş, Traklar Pers İmparatorluğunun zayıflama döneminde, aralarında birleşip isyan çıkarmışlardır. Trez Atlı Boy Beyi Başkanlığında bir Trak Devleti kurmuşlardır. Bu kurulan Türk Trak Devletinin Başkenti Kipsela (İpsala) idi.
Başkenti Kipsela (İpsala) olan Trak boyu “Odrisler) bu bölgede yıllarca egemenlik sürmüşlerdir. Edirne ilini de başkenti Kipsela (İpsala) olan Odrisler kurmuşlardır.
I.Murat’ın kumandanlarından Evranos Bey tarafından 1356 yılında alınmış olan İpsala İlçesi’nin Osmanlı tarihinde önemli bir yeri vardır. O tarihte çayır olan bugünkü çeltik ekili sahalarda Osmanlı Ordusu’na at yetiştirilirdi. İyi cins kısrak sürüleri, azgın aygırları yanlarında bu otlar üzerinde yaz kış dolaşırdı. Binilecek çağa gelen taylar bu çayırlarda kementlerle tutulur, Edirne’ye götürülür donatılır, eğitime tabi tutulurdu. Osmanlı Ordusu’na giren İpsala tayları, Türk Akıncıları’nı zafer yollarına taşır dururdu. İpsala yüzyıllarca Osmanlı Süvari Ordusu’na at yetiştirilen bir kaynak olmuştur. İpsala ilçesi önce Sofulu’ya Balkan Savaşı’ndan sonra da İbriktepe’ye bağlı nahiye idi. 1928 yılında kaza olmuştur.
İpsala’da Tarım
Aşağı Meriç Havzasının önemli bir bölümü İpsala ovasıdır. Yunanistan sınırı ile İpsala ilçe merkezinden Eneze kadar olan bölümde genellikle çeltik üretimi yapılmaktadır.
Ülke çeltik üretiminin yüzde otuzbeşi İpsala ovasında yapılmaktadır. Ekilebilir arazi miktarı 2000 yılı verilerine göre 561.360 dekar olup bunun 159,580 dekarında sulu tarım, 401,780 dekarında ise kuru tarım yapılmaktadır. İlçede aile ziraatinin yanı sıra tarımsal amaçlı sulama kooperatiflerinin sayılarında da artış olmaktadır. İpsala İlçesi’nde çiftçi ailelerinin işledikleri arazi toplamı 9.021 dekardır.
İlçede yetiştirilen diğer başlıca ürünler ayçiçeği, buğday,şeker pancarı, domates bunun yanı sıra fasulye, susam, mısır ve arpa ekimi de yapılmaktadır.
İpsala’nın ünlü baldo pirinci ortalama 750 kg/da ürün vermekte olup kendine özgü tadı ile sofralarımızın en çok tercih edilen Pirinç çeşididir. Ayrıca İpsala ovasında Yine Baldo gibi uzun taneli pirinç çeşitleri içerisinde Rocca da önemli ölçüde yer almaktadır. Veneria. Krasnovski,Plovdiv gibi çeşitlerin yanı sıra melezleme türleri olan Osmancık, Ergene, Serhat1 ve İpsala tohumluklarında son yıllarda üretimi artmıştır.
İpsala’da Gümrüğü
İpsala Gümrüğü Edirne’nin Kapıkule’den sonra ikinci büyük sınır kapısıdır. E-25 karayolu ile Yunanistan ile Türkiyeyi birbirine bağlayan İpsala Köprüsünün bitişiğinde 11 bin metrekare alan üzerine 1956 yılında kurulmuştur. İpsala Gümrüğü 2002 yılı Eylül ayında 105 bin metrekare alan üzerine kurulu yeni Gümrük Tesislerine taşındı. 5 giriş ve 5 çıkışı olan ve Yap-İşlet-Devret modeliyle 5,5 ayda inşa edilen ve yaklaşık 5 Milyon dolara malolan İpsala Gümrük Sahası Türkiye’nin en modern kapısı durumundadır. Son yıllarda özelliklede Yugoslavyada yaşanan karışıklardan sonra yurt dışında çalışan vatandaşlarımızın tercih ettiği İpsala Sınır kapısı, tır taşımacılığında da önemli bir paya sahiptir.